İİK m. 72 – Menfİ tesbİt ve İstİrdat davaları
İİK m. 72 – Menfi
tesbit ve istirdat davaları |
MADDE 72-
Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında
borçlu bulunmadığını isbat için menfi tesbit davası açabilir. İcra takibinden
önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde
onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra
takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden
sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin
durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları
karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği
teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki
paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir. Dava alacaklı
lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün
kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyatî tedbir dolayısıyla alacağını geç almış
bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının
uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde
yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez. Dava borçlu
lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlâmın kesinleşmesi üzerine
münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen
eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin
haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava
sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir
edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden
aşağı olamaz. Borçlu, menfi
tesbit davası zımnında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa,
davaya istirdat davası olarak devam edilir. Takibe itiraz
etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir
parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren
bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın
geriye alınmasını istiyebilir. Menfi tesbit ve
istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde
açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir.
Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lâzım gelmediğini ispata
mecburdur. |
Açıklamalar |
·
Borçlu, borcunu ödedikten
sonra menfi tespit davası açamaz, borcu ödedikten sonra istirdat davası
açamaz. |
·
Alacaklı takip içinde
itirazın iptali davası açmış ve bu davayı kazanmışsa, borçlunun aynı alacak
hakkında ve aynı taraflar hakkında dava açması mümkün değildir. İtirazın
kaldırılmasında durum aynı değildir, itirazın kaldırılması kesin hüküm
oluşturmaz. |
·
Borçlu takipte zamanaşımına
dayanarak itiraz etmiş veya itirazın kaldırılması duruşmasında bunu ileri
sürmüş, ancak yerinde görüşmemişse zamanaşımı define dayanılarak menfi tespit
davası açılabilir. |
·
Takipten Önce Menfi Tespit
Davası ü Borçlunun korunmaya değer bir yararı olmalıdır. ü Borçlunun takipte ileri sürebileceği hususlar için tespit davası açmakta
hukuki yararı yoktur. ü Dava, takibi kendiliğinden önlemez ve durdurmaz. ü Mahkeme teminat karşışığında icra takibin durdurulması için ihtiyati
tedbir kararı verilmesini isteyebilir. Bu durumda ihtiyati tedbir kararı
takip yapılmasına engel olmaz, ancak takibin olduğu yerde durmasını ve
ilerlememesini sağlar. ü İhtiyati tedbir kararından sonra alacaklının itirazın kaldırılması yoluna
başvurup başvuramayacağı; başvurmuşsa icra mahkemesinin kaldırma kararı verip
veremeyeceği tartışmalıdır. |
·
Takipten Sonra Menfi Tespit
Davası ü Borçlunun hukuki bir yararının bulunması gereklidir. ü Takibi kendiliğinden durdurmaz, ihtiyati tedbir kararı ile de takibin durdurulması
mümkün değildir. Tahsil edilecek paranın ödememesi için teminat karşılığı
ihtiyati tedbir verilebilir. Bu, malların haczedilmesini ve satılmasını
önlemez. ü Bu hükümden hareketle, borçlu alacağın tamamını ve yüzde 15 oranında
teminatı icra dairesine yatırarak takibin durmasını sağlayabilir. ü Adi senetteki imza veya yazı inkar edilirse, genel mahkemelerde menfi
tespit açılırsa, o senet bir işleme esas alınamaz, delil olarak kullanılamaz.
(HMK m. 209) Bu nedenle senede dayanan tüm işlemler durur, o senede
dayanılarak açılan icra takibi de durur. |
·
Takip esnasında ödeme
yapılırsa, davaya istirdat davası olarak bakılır. |
·
Görevli mahkeme asliye
hukuk mahkemesi; yetkili mahkeme, davalının yerleşim yeri mahkemesi veya
takibe başlandıktan sonra icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesidir. |
·
Dava kabul edilirse, takip
durur, mallar haczedilmişse haciz kalkar, satılmışsa satış bedeli borçlıya
ödenir. Borçlunun borçlu olmadığı kesin hükümle tespit edilmiş olur. Daha
önce hükmedilen tazminat ve para cezaları da kalkar. |
·
Alacaklı, borçlunun
uğradığı zarar da haksız ve kötü niyetli olduğunun ispat edilmesi halinde tazminata
hükmedilir. Takip başlamadan borçlu menfi tespit davası açmışsa alacaklı kötü
niyetli sayılmayacaktır. |
·
Dava reddedilirse, borcun varlığı
kesin hükümle tespit edilmiş olur. ü Borçlu lehine ihtiyati tedbir kararı verilmiş ise, karar kalkar, bunun
için davanın reddi kararının kesinleşmesine gerek yoktur. ü Ertelenen tazminat ve para cezaları da tahsil edilebilir. ü Alacaklının talebi olmadan borçlu tazminata hükmedilir. |
·
İstrdat davası bir eda davasıdır.
|
·
Eksik borçlar takip
sırasında ödenirse, istirdat davasına konu olmaz. Örneğin, ahlaki bir ödevin
ifası veya zamanaşımına uğrayan bir borcun ödenmesi |
·
İstirdat davası
açılabilmesi için borç olmayan paranın icra takibi sırasında ödenmiş olması
gerekir. İcra takibinde doğrudan ödenebileceği gibi, mallarının satılıp
paraya çevrilmesi sonucu da ödenmiş olabilir. |
·
İstirdat davasının diğer
bir koşulu paranın cebri icra tehdidi altında ödenmiş olmasıdır. Takip henüz
kesinleşmeden yapılan ödemeler cebri icra tehdidi altında yapılan ödeme
sayılmaz. ·
İcra mahkemesinden itirazı
kesin olarak kaldırılan borçlu da bu kararın kesinleşmesinden sonra takip
konusu borcu öderse istirdat davası açabilir. ·
İhtiyati haciz tehdidi
istirdat davası açılabilmesi için yeterli değildir. |
·
İstirdat davası, 1 yıllık
hak düşürücü süreye bağlanmıştır. Süre, paranın icra dairesi adına açılan
hesaba yatırılmasıyla işlemeye başlar. |
·
Bir yıldan sonra genel hükümlere
göre sebepsiz zenginleşme davasının açılıp açılamayacağı tartışmalıdır. |
·
Görevli ve yetkili mahkeme menfi
tespit davası ile aynıdır. |
·
Davacı borçlu, borcunu hata
sonucu ödediğini ispatlamasına gerek yoktur. TBK m. 78’de öngörüldüğü gibi kendisini
borçlu sanarak ödediğini ispat etmesi koşulu aranmamıştır. |
·
Davacı borçlu, davayı
kazanırsa, icra takibinde ödediği paralarn, harç ve giderleri ile birlikte davacıya
ödenmesine ve ayrıca yargılama giderlerinin ödenmesine karar verilir. Haksız çıkarsa,
borçlu yargılama giderlerine mahkum edilir. |
·
İstirdat davası sonunda
tazminata hükmedilemez. Ancak, menfi tespit davası, istirdat davasına dönüşmesi
durumda borçlu lehine tazminata hükmedilmelidir. |
Yorumlar
Yorum Gönder